Design Thinking Hakkında

Dijital teknolojilerin hayatımıza etkisinin vazgeçilmez biçimde arttığı günümüzde, her gün yeni ürünler, yeni deneyimler ve doğal olarak yeni sorunlarla karşılaşıyoruz. Bu değişimin hızı ve ivmesi, özellikle yeni sorunlara geçmişteki çözüm yöntemlerinin uygulanmasını yetersiz ve etkisiz kılıyor.

DESIGN THINKING NEDİR?

1969 yılında ‘Yapayın Bilimleri’ isimli kitabında Nobel Ödüllü Herbert Simon’un zemin hazırladığı Design Thinking yani Tasarım Odaklı Düşünme, tam da bu noktada çözüm arayışımız için hızlı, etkili ve keyifli bir yol olarak karşımıza çıkıyor. 21. yüzyılın farklı sektör ve endüstrilerinden öncü marka ve kurumlar Design Thinking metodolojisini, müşterileri ve kullanıcıları için problem çözmenin değerli bir yolu olarak görüyor.

Design Thinking karmaşık sorunları son derece kullanıcı merkezli bir şekilde çözmekle ilgilenen, pratik ve yaratıcı problem çözmek için kullanılan hem bir ideoloji, hem de bir süreç. Büyük ölçüde tasarımcıların kullandığı yöntemlere ve süreçlere dayalıdır hatta adını da buradan almıştır, ancak aslında mimarlık, mühendislik ve işletme dahil olmak üzere bir dizi farklı alandan gelişmiştir.

Aslında tüm insanlar olarak bir problemle karşılaştığımızda iki farklı yoldan çözüm düşünürüz. İlki problem odaklı düşünme, diğeri de çözüm odaklı düşünme. Problem odaklı düşünme problemin kendisini ararken, çözüm odaklı düşünme ise problemin özüne ulaşıp onu aşmanın yollarını arar. Design Thinking yöntemi de böyledir. Probleme değil kullanıcıya ve çözüme odaklanır.

Tasarım ekipleri, kötü tanımlanmış ya da bilinmeyen sorunlari çözmek için (ki bunlara ingilizce wicked yani muzip problem denir) tasarım odaklı düşünmeyi kullanır çünkü bu sorunları ‘kutunun dışında’ düşünerek insan merkezli yollarla yeniden çerçeveleyebilir ve kullanıcılar için en önemli olana odaklanabilirler. Tasarımcılar Nasıl Düşünür isimli kitabında Bryan Lawson bu durumu şöyle özetler:

Tasarımcı doğru çözümü bulana kadar farklı yolları ve yöntemleri denemeye devam eder.

DESIGN THINKING NE İŞE YARAR?

İsterseniz küçük bir cafe, ya da binlerce kişinin çalıştığı uluslararası bir firma olun, sorunlarle sürekli karşılaşacaksınız. Bu sorunlare sadece çözüm üretmekle kalmayıp probleme neden olan diğer sorunlari de çözmeye başlamak için harika bir yoldur Design Thinking.

  • Müşteri ve kullanıcılarınızı ‘persona’lara dönüştürerek karşılanmamış beklenti ve ihtiyaçlarını daha iyi anlamak.
  • Yeni fikirlerin, ürünlerin ve hizmetlerin piyasaya sürülmesiyle ilişkili riskleri azaltmak
  • Yalnızca anlık değil, devrim niteliğinde sürdürülebilir çözümler üretmek
  • Daha hızlı, esnek ve verimli düşünmek
  • Çözüm süreçlerini ve ilerlemeyi sürdürmek için Design Thinking kullanılır.

DESIGN THINKING NEDEN ÇOK ETKİLİDİR?

Design Thinking’in en çok tercih edilen ünlü marka ve firmalar tarafından kullanılmasının temel nedeni 4 ilkeye bağlı olmasındandır.

İnsan ilkesi – Bağlam ne olursa olsun, tüm tasarım etkinlikleri doğası gereği sosyaldir ve herhangi bir sosyal yenilik bizi “insan merkezli bakış açısına” geri getirecektir.

Belirsizlik İlkesi – Belirsizlik kaçınılmazdır ve ne onu görmezden gelebilirsiniz ne de yok edebilirsiniz. Bilginizin ve yeteneğinizin sınırlarını denemek, olayları farklı şekilde görebilmek için çok önemlidir.

Yenilik İlkesi – Tüm tasarım eskisinin yeniden tasarlanmasıdır. Teknoloji ve sosyal koşullar değişip gelişirken, temel insan ihtiyaçları değişmeden kalır. Aslında Design Thinking bu ihtiyaçları karşılama veya istenen sonuçlara ulaşma yollarını yeniden tasarlar.

Somutluk İlkesi: Soyut fikirleri prototipler biçiminde somut hale getirmek, tasarımcıların bu fikirleri daha etkili bir şekilde iletmesini sağlar.

DESIGN THINKING KIMLER ICINDIR?

Her ne kadar Design Thinking metodolojisi herkesin anlayabileceği kadar kolay ve hızlı bir yöntem de olsa, ağırlıklı olarak profesyonel anlamda belli sorumluluklara ve görevlere sahip ekipler  trafından kullanılır. Bu kişiler:

  • Kanıta dayalı bilgi ve uygulamalı öğrenimle iş deneyimlerini artırmak isteyen kullanıcı deneyimi tasarımcıları.
  • Rekabette öne çıkan, kullanıcı merkezli ürünler geliştirmek isteyen proje yöneticileri
  • Kullanıcı deneyimini anlamakla ilgilenen yazılım mühendisleri
  • En iyi ürünleri sevk etmek için kullanıcı deneyimini derinlemesine anlamak isteyen girişimciler
  • Bir kullanıcının bir ürün veya markayla deneyimini nelerin oluşturduğuna dair bütünsel bir bakış açısı elde etmek isteyen pazarlamacılar
  • Kullanıcı Deneyimi tasarımına geçiş yapmayı düşünen ve tasarıma yeni başlayanlar olarak tanımlanabilir.

DESIGN THINKING NERELERDE KULLANILIR?

Tasarım Odaklı Düşünme’nin en güzel yanlarından birisi herhangi bir alana da uygulanabilir olmasıdır; problemin ya da konunun mutlaka tasarıma özgü olması gerekmez. İster kurumsal bir firma, ister devlet, ya da eğitim veya kâr amacı gütmeyen kuruluşlarda çalışıyor olmanız farketmeksizin, Design Thinking, ekibinizin, müşterilerinizin ve kullanıcılarınızın ihtiyaçlarına göre yenilikçi çözümler geliştirmenize yardımcı olabilir.

DESIGN THINKING NASIL BAŞLAR?

Design Thinking ilk olarak problemi yaşayan kişilerle ilgili Empati, Gözlem ve Görüşme yaparak öngörülerin toplanmasıyla başlar. Müşterilerinizi tanımak, istedikleri ve ihtiyaç duydukları ürün ve hizmetleri yaratmanın ilk adımıdır. Birinin ne düşündüğünü veya hissettiğini bildiğinizi varsaymayın. Hedef tüketiciniz hakkında bilgi toplamak, tasarım odaklı düşünme yaklaşımının kritik bir parçasıdır.

Yaratıcı düşünme, probleme farklı açılardan bakmayı ve kullanıcılar ile empati kurmayı sağlayan güçlü bir araçtır. Aslında tüm insanlar yaratıcılık yeteneğine sahiptir, sadece bunu tasarımcı ve sanatçılar kadar sık kullanma alışkanlığına sahip değildirler.  Hatta yaratıcılığın bir yetenek olmadığını, öğrenilebilir ve geliştirilebilir olduğunu farkeden herkes, design thinking sayesinde sadece kullanıcılar ve müşteriler için değil kendi hayatlarında da yeni bir kapıyı aralarlar.

Müşteri ve kullanıcılardan toplanan veriler, basit şemalar aracılığı ile problemin özüne inmeyi kolaylaştırır. Burada basit prototipler bazen kağıt kalem, bazen 3 boyutlu printerda basılmış bir maket ya da birkaç satırlık bir uygulama kodu olabilir.

Problemin anlaşılması beraberinde farklı çözüm yolları arayışını getirir. Bunun için ilk yapılması gereken doğru soruların sorulmasıdır. Yani hemen bir çözüm bulma dürtüsüyle hareket etmek yerine, problemle soruya dönüştürülür. Yani design thinking yöntemiyle sizi problemin özüne yaklaştıracak veya aşamalı bir ilerlemeyi destekleyen sorular sormaya başlayacaksınız.

Design thinking çözüme ulaşmak adına gözlem, görüşme, kapsamlı empati ve aşırı kullanıcıları keşfetme dahil, insanların ihtiyaçları hakkında içgörüler oluşturmak için birçok farklı araştırma tekniği kullanır. Bu noktada yapabileceğiniz araştırmalar üç gruba ayrılır.

Üretken araştırma, yeni fırsatları belirlemeye ve ihtiyaçları keşfetmeye yardımcı olur. Değerlendirmeli araştırma, deneyler hakkında geri bildirim toplar ve ileriye dönük yineleme yapmanıza yardımcı olur. Bu iki araştırma türü geleceğe ve yeni fikirlere odaklanırken, Doğrulama Araştırması olarak bilinen geleneksel pazar araştırması, şu anda neler olduğunu anlamayı amaçlamaktadır. Şu anda olanlara ve gelecekte olabileceklere odaklanmak için her 3 araştırma yöntemini de dengeli biçimde kullanabiliyor olmalısınız.

DESIGN THINKING YÖNTEMİNİN 5 AŞAMASI NEDİR

Design Thinking Yöntemi temel olarak 5 aşamadan oluşur.  Biz bu aşamaları öğretirken doğrusal adımlar olarak anlatırız, ancak pratikte süreç her zaman doğrusal değildir. Bu adımlardan bazıları birkaç kez gerçekleşebilir ve hatta aralarında gidip gelebilirsiniz. Design Thinking aşamalarında ilerlemek sizi boş bir sayfadan yeni, yenilikçi bir çözüme götürebilir.

  1. Empati Burada, tipik olarak kullanıcı araştırması yoluyla çözmeye çalıştığınız problemi empatik bir şekilde anlamalısınız. Empati, Design Thinking gibi insan merkezli bir tasarım süreci için çok önemlidir çünkü dünya hakkında kendi varsayımlarınızı bir kenara bırakmanıza ve kullanıcılar ve ihtiyaçları hakkında gerçek içgörü kazanmanıza olanak tanır. Bu aşamada kendinizi ve ekibinizi yaratıcı çözümler aramaya teşvik eden sorular sorarsınız.
  2. TanımlamaBurası Empati aşamasında toplanan bilgilerin değerlendirilmesi zamanıdır.Daha sonra gözlemlerinizi analiz eder, sizin ve ekibinizin belirlediği temel sorunları tanımlamak için bunları sentezlersiniz. Bu tanımlara problem ifadeleri denir. Bir sonraki aşamaya geçmeden önce tüm odağınızı insan merkezli tutmaya yardımcı olacak personalar yaratabilirsiniz. Böylece İnsanların gerçekten neye ihtiyaç duyduğunu keşfederek yenilikçi düşüncelere ilham kaynağı bulabilirsiniz.
  3. Fikir  Burada Artık çözüm için fikirler üretmeye hazırsınızdır. İlk iki aşamada elde ettiğiniz sağlam bilgi zemini, “kutunun dışında düşünmeye” başlayabileceğiniz, sorunu görmenin alternatif yollarını arayabileceğiniz ve oluşturduğunuz problem ifadesine yenilikçi çözümler bulabileceğiniz anlamına gelir. Beyin fırtınası dediğimiz yaratıcı fikir bulma egzersizi özellikle bu aşamada çok faydalıdır.
  4. Prototipleme Bu deneysel bir aşamadır. Amaç, bulunan her sorun için mümkün olan en iyi çözümü belirlemektir. Ekibiniz, ürettiğiniz fikirleri araştırmak için ürünün bazı ucuz, küçültülmüş versiyonlarını (veya üründe bulunan belirli özellikleri) üretmelidir. Bu, basitçe kağıt prototiplemeyi ya da 3 boyutlu printerdan alınmış kaba bir maketi içerebilir.
  5. TestBurada örnek kullancılar prototipleri titizlikle test eder. Bu son aşama olmasına rağmen, tasarım odaklı düşünme yinelemelidir. Çünkü her tasarım çözümü beraberinde yeni problemler doğurma olasılığını da içerir. Ekipler genellikle sonuçlar üzerinden bir veya daha fazla sorunu yeniden tanımlamak için bu deneyleri kullanır. Dolayısıyla, alternatif çözümler bulmak veya elemek için daha fazla yineleme, değişiklik ve iyileştirme yapmak için önceki aşamalara dönebilirsiniz. Burada mümkün oladuğu kadar geri bildirim toplayarak ve ileriye dönük deneyler yaparak fikirleri iyileştirebilirsiniz.

Genel olarak, bu aşamaların sıralı adımlardan ziyade tüm tasarım projesine katkıda bulunan farklı durumlar olduğunu hatırlamalısınız. Çünkü burada amacınız, kullanıcılar ve onlar için ideal çözümün ya da ürünlerinin ne olacağını, en derin şekilde anlamaktır.

DESIGN THINKING İÇİN NEDEN FARKLI YAKLAŞIMLAR VAR?

İlk uygulanmaya başladığı andan itibaren Design Thinking metodolojisi de kendi içinde evrim geçirmiştir. Aslında Design Thinking felsefesinin özünde de bu değişime izin vermesi yatar. Bu değişimler özünde ortak olsa da yaklaşım açısından bariz farklılıklar ve tanımlamalar içermektedir.

Bu yaklaşımlardan en popüler olanlarından 4D (Discover, Design, Develop ve Deploy), Çift Elmas ( Double Diamond), Derin Dalış ( Deep Dive), Simon Herbert, Çörek (Donut), Spiral, Büyüme için Tasarım (Design for Growth), NPD (Need Product Design), V-Model ve Şelale (Waterfall) söylenebilir.

Ama genel sonuca baktığımızda tüm farklı yol ve yöntemler aslında aynı kapıya çıkar. Design Thinking insanı merkeze alarak onun için çözümler üreten bir sistemdir.

DESIGN THINKING İÇİN HANGİ EGZERSİZLERİ KULLANIYORUZ?

Design Thinking metodolojisi içinde 40dan fazla farklı uygulama bulunmaktadır. Eğitimin yapıldığı kurumun ihtiyacına göre her aşama için birden fazla uygulama kullanmak yerine en uygun olanı seçerek bir yol haritası çizmek hem hız hem de verimlilik açısından çok daha iyi sonuçlar vermektedir. Her eğitim başında eğitim kapsamında kullanılacak egzersizler belirlenir. En yaygın kullandığımız egzersizler Persona, Öyküleme, Empati Haritası, Konsept Haritası, SCAMPER, Kullanıcı Yolculuğu, Nasıl Yaparız, Moscow Önceliklendirme, 5 Neden, Emek- Değer Skalası, Yalın Kanvas olarak söylenebilir.

DESIGN THINKING EĞİTİMİ İÇİN EKİP EN AZ / FAZLA KAÇ KİŞİ OLMALI?

Design Thinking için kişi sayısı değil üretilen fikrin sayısı ve kalitesi önemlidir. Bir kişi bile kendi kendine design thinking uygulayarak tahmin etmediği kadar yaratıcı fikir üretebilir. Elbette üretilen fikirlerin ortak bir hedef ve amaca dönüşmesi için kontrol edilebilir bir sayıda olması da önemli bir etkendir. Eğer kalabalık bir grupla çalışılıyorsa katılımcıları farklı ekip ve ya takımlara bölmek, özellikle eğitmenin kişisel ilgi ve yönlendirmesi bakımından verimlilik sağlayacaktır.

DESIGN THINKING ATÖLYESİ İÇİN HANGİ DİGİTAL ARAÇLARI KULLANIYORUZ?

Pandemi nedeniyle artık dijital toplantı ve atölye uygulamaları da işleri çok kolaylaştırdı. Eğitim kapsamında bu dijital araçlardan Zoom, Webex, Meet, Miro, Milanote gibi araçlar hem ulaşım hem de malzeme masraflarını sıfıra indirdi.

DESIGN THINKING ÖĞRENMEK İÇİN NE KADAR SüRE GEREKLİDİR?

Design Thinking Metodolojisinin 5 aşamasının her biri kendi içinde zaman alan ve tüm katılımcıların bireysel olarak değerlendirilmesi gereken süreçlerdir. Bu nedenle Design Thinking Giriş Eğitimi en az 2 gün ve toplamda 8 saat olarak  düzenlenir. Bu giriş eğitiminden sonra ürün geliştirme alanında uzmanlaşan ekipler, ayrıca toplam 48 saatlik Design Thinking Uzmanlık Eğitimini alarak istedikleri alanda derinleşme ve profesyonel uygulamalar yapma imkanı yakalarlar.

Kurumunuza ve ihtiyaçlarınıza özel içeriklerle hazırlanmış Design Thinking Eğitimini  hem tasarım hem de eğitim alanında 20 yılı aşkın bir deneyimi olan Doç. Barış ATİKER’den almak isterseniz lütfen iletişime geçiniz.

Leave a Reply